CUMHURİYET’İN 100. YILI – Azerbaycan Dışişleri Bakanı Bayramov, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılını kutladı Açıklaması
Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov, Türkiye’nin uluslararası düzeydeki başarılı arabuluculuk rolünü her geçen gün artırdığını belirterek, “Türkiye, çeşitli alanlarda liderliğini tüm dünyaya kanıtlayan, tamamen bağımsız iç ve dış politika yürüten, uluslararası düzeyde stratejik ortaklarının sayısını artıran bir devlete dönüşmüştür.” dedi.
Anadolu Ajansının (AA) Cumhuriyet’in 100. yılı dolayısıyla hazırladığı dosya haberler kapsamında bu haberde, Azerbaycan Dışişleri Bakanı Bayramov, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılında AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Bayramov, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılını en içten dilekleriyle kutladığını belirterek, “Bu yıl dönümü sadece Türkiye için değil tüm Türk dünyası için çok önemli tarih ve gurur kaynağıdır.” diye konuştu.
Kardeş Türkiye’nin son 100 yılda çok zorlu süreçlerden geçtiğini ifade eden Bayramov, Türkiye’nin tarihin bazı safhalarında açık dış tehditlerle karşı karşıya kaldığını fakat gurur duyulacak şekilde tüm bu zorlukların üstesinden geldiğini kaydetti.
Bayramov, “Türkiye, çeşitli alanlarda liderliğini tüm dünyaya kanıtlayan, tamamen bağımsız iç ve dış politika yürüten, uluslararası düzeyde stratejik ortaklarının sayısını artıran bir devlete dönüşmüştür. Günümüzde kardeş ülkemiz, dünyanın öncü güç merkezleri tarafından kabul edilen ve sayılan nadir ülkelerdendir. Türkiye, başarılı iç ve dış politikasının yanında dünya çapında krizlerin çözümü için başvuru yapılan ülkedir. Türkiye’nin uluslararası düzeydeki başarılı arabuluculuk rolü her gün daha da artıyor. Bu da bizi sevindiriyor.” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin G20 ülkeleri arasında bulunduğunu ve G20’de ekonomik büyüme oranına göre ilk beş arasında olduğunu hatırlatan Bayramov, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde hayata geçirilen dayanıklı ve başarılı reformlar sayesinde son 20 yılda Türkiye’nin ihracatı 10 kat, Gayri Safi Yurt İçi Hasıla 2 kat artmıştır.” dedi.
Bayramov, Türk ordusunun dünyanın en güçlü ordularından biri olduğunu vurgulayarak, “Türk savunma sanayisi, tüm dünyayı hayrete düşürmeye devam ediyor. Bu, Türkiye’nin gücüne güç katıyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’nin ekonomik ve bilimsel potansiyeli sayesinde yeni teknolojiler ülkesine dönüştüğünü söyleyen Bayramov, “Türkiye, yeni teknolojiler üreten, uygulayan ve ihraç eden bir devlete dönüştü. Buna örnek olarak ilk yerli elektrikli otomobil üretimini gösterebiliriz. Elde edilen tüm başarıların Türkiye’nin güzel geleceğinin teminatı olacağına eminim.” diye konuştu.
“İlişkiler, stratejik düzeyden tarihi Şuşa Beyannamesi ile müttefiklik düzeyine yükselmiştir”
Bayramov, Türkiye ile Azerbaycan ilişkilerine de değinerek, bağımsızlığını yeniden ilanından sonra Azerbaycan’ı ilk tanıyan ülkenin Türkiye olduğunu hatırlattı.
Bunun da doğal olduğunu belirten Bayramov, iki ülkenin tarihi, kültürel, milli ve dini bağlarla birbirine bağlı olduğunu vurguladı.
Bayramov, Mustafa Kemal Atatürk’ün “Azerbaycan’ın sevinci bizim sevincimiz, kederi bizim kederimizdir” ve Haydar Aliyev’in “Bir millet, iki devlet” sözlerini hatırlatarak, şunları kaydetti:
“Onlar, ilişkilerimizin ne kadar derin olduğunu kısa sözlerle çok güzel belirtmiş. Günümüzde ise Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’le Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dostluk ve kardeşlik ilişkileri, onların bu ilişkilere ne kadar önem verdikleri göz önündedir. Bu ilişkiler son yıllarda hızla gelişerek stratejik düzeyden tarihi Şuşa Beyannamesi ile müttefiklik düzeyine yükselmiştir. Bunun arkasında ise halklarımızın iradesi ve liderlerimizin kardeşlik ilişkilerinin durduğunu özellikle vurgulamak istiyorum.”
“Türkiye’nin siyasi ve manevi desteği gücümüze güç kattı”
Azerbaycanlı diplomatların Türkiye’nin, Türk diplomatların ise Azerbaycan’ın çıkarlarını kendi ülkelerinin çıkarları gibi koruduğunu, buna da devlet başkanlarının örnek olduğunu belirten Bayramov, 2014’te Prag’da düzenlenen AB-Doğu Ortaklığı Toplantısı’nda Türkiye’ye karşı yapılan suçlamalara Aliyev’in “Türkiye burada yoksa ben varım” şeklindeki yanıtı, Erdoğan’ın da 2. Karabağ Savaşı’nda “Azerbaycan bizim kırmızı çizgimizdir” şeklindeki açıklamasını hatırlattı.
Erdoğan’ın bu mesajının ilgili yerlere ulaştığını ve onların bu mesajı çok iyi anlayarak kendilerini sürecin dışında tuttuğunu söyleyen Bayramov, “Azerbaycan devleti ve halkı kardeş Türkiye’nin onun yanında olduğunu biliyordu ve hissediyordu. Fakat 44 günlük Vatan Savaşı’nda (2. Karabağ Savaşı) Türk halkı ve devletinin sergilediği tutum çok önemliydi. İlk günden itibaren Sayın Erdoğan’dan sade Türk vatandaşına kadar Azerbaycan’a gösterilen siyasi ve manevi destek bizim gücümüze güç kattı ve tüm dünya için çok açık mesaj oldu.” dedi.
“İşbirliğimiz sadece iki ülkeyi değil daha geniş coğrafyayı kapsamaktadır”
Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ilişkilerin geleceğine de değinen Bayramov, şunları söyledi:
“Şuşa Beyannamesi’ni, ülkelerimiz arasında her alandaki faaliyetlerin yol haritası şeklinde nitelendirebiliriz. Her alanda büyük projeler uygulanıyor ve büyük planlarımız var. Ticaret hacmimiz, yatırımlar her yıl artıyor. Günümüz dünyasında enerji güvenliğinin çok önemli olduğunu biliyoruz. Ortaklaşa hayata geçirdiğimiz Bakü-Tiflis-Ceyhan, Bakü-Tiflis-Erzurum, TANAP ve TAP gibi petrol ve doğal gaz projeleri başarıyla devam ediyor. Günümüz dünyasında ulaşım bağlantıları ve transit konularının da ülkeler için ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Trans Hazar, Doğu-Batı, Orta Koridor ve bu koridorun bir parçası olan Bakü-Tiflis-Kars Demir Yolu Projesi’ni özellikle belirtebilirim.
Günümüz dünyasında yeşil enerji kaynaklarına olan ihtiyaçları ve ülkelerimizin potansiyelini göz önünde bulundurarak bu alanda da büyük perspektifler var. İki ülke arasında bu alanda da büyük projeler hayata geçireceğimize eminim. Birbirimizin karşılıklı olarak desteklenmesi ve ülkelerimizin karşılıklı büyük yatırımlarda bulunması ülkelerimizi büyük merkezlere dönüştürmektedir.”
Türk Devletleri Teşkilatı kapsamında Türkiye ile Azerbaycan’ın çok aktif rol aldığına dikkati çeken Bayramov, “Ülkelerimizin katılımıyla üçlü ve dörtlü işbirliği platformlarımız var. İşbirliğimiz sadece iki ülkeyi değil daha geniş coğrafyayı kapsamakta ve olanaklarımızı genişletmektedir. Karşılıklı desteğimiz birbirimizin gücüne güç katmakla devletlerimizin ve halklarımızın refahını sağlayacak ve Şuşa Beyannamesi’nin uygulanması da bu olanaklarımızı genişletecektir.” ifadelerini kullandı.